22.10.2008

gel beraber söyleyelim!



Ya ben Alicia sevmem Jack de kardişi olmadan olmaz fln fln demeyin şu şarkıyı(Another Way to Die) bir dinleyin. Ha bi de ben 007 de sevmem demeyin yine yine bir dinleyin ki ben hepsini düşünerek ilk başta bir şöyleeee önyargıyla baktımsa da o white stripes çılgınlığıyla bi siyahi gırtlak güzel gitmiş(off yaa ne cümle kurarmışım:))
Ama gerçekten iyi ki bu şarkı 007 serisinin ilk düeti ve baaya da sevilen bir şarkı sözleri de güzel.İki seferdir şarkılarla ilgili yazmam da güzel oluyor gerçi ama napalım yani dışardan ne anlatayım: Bildiğimiz İstanbul işte, soğuk bazen ılık ama Boğaz her zaman güzel. Sonra ekonomik kriz var of tam da ben mezun olacakken gibi sığ bir düşünceyle gelmek istemiyorum yaa:( Bir de maçlar var onlar bize gündemi unutturur.:)
Bu arada şarkıya döniim de şarkının çok ilginç yerleri var bas gitarla Alicia karşılıklı "ııaa heeey" fln yapıyor 3.dakikanın sonlarına doğru :) Güzel ama ay abuk subuk düşünceler sarmış dört yanımı..Yatma vaktidir:)

21.10.2008

i sing my sooong!!

bazen öyle güzel şarkılar oluyor ki ve öylesine bir bakıyorum ki shuffledan kendisi karşıma çıkmış. Robbie Williams'ın "Strong" şarkısı da öyle. Ne zaman nereden yükledim hatırlamıyorum ama bugün kendisi öyyle güzel denk geldi ki:

"You think that I'm strong you're wrong
You're wrong
I'll sing my song my song my song"

diyor ki çok güzel diyor. Böyle için bir kötü olduğu zamanlarda dinlemek iyi geliyor, geldi de:) Bazen böyle zamanlarda gelir ya insana bir şarkı diline dolanır atamazsın senin iç sesin olur. Travis'in "why does it always rain on me?" gibisi mesela, kendisi bir zamanlar msn iletim bile olmuştur ki vakti zamanında msn iletine yazdığın şeyler önemli şeylerdi. ah ah gençlik!

Not: Ki Robbie'yi severim yani,bu şarkısını da uzun zamandır dinlemiyordum, her şarkısını ay ay çok tatlı diye dinlemesem de, şu "She's the one" adlı şarkısı da aynı böylee çok güzel bir şarkıydı videosuyla beraber..

20.10.2008

koş neyney koş!


"bu sene maratonda ben de varım" diye bir feysbuk grubu var mı bilmiyorum. Varsa üye olalım çünküü bu sene ben de koşuyoruumm!!:)) Usain gibi olamasak da bizim de kendimize göre bir koşuş sitilimiz bir havamız var canım. Çekicez eşofmanlarımızı koşcaz miis gibi güzel İstanbul Boğazının üstünde..
Kaç senedir İstanbuldayım bu sene ancak gidiyorum. Kendimi hazırlıyordum diyelim:) Bu sene 30.suymuş bu toplu aktivitenin. 79da bir grup Alman turist başlatmış bu olayı. Senelerdir bir 29 ekim Fener Alayı bi de bu Avrasya Maratonu "Bu senee kesiin gidiyorum kesiiin" diyip gitmediğim aktivitelerdi. son sene gazıyla bu sene ikisine de attending:)
Ben bu maratonun pek spor kısmıyla ilgilenmiyorum aslında. Köprü üzerinde piknik fln konsepti daha çok ilgimi çekiyor diyelim. Sereriz kareli örtümüzü köprünün üstüne oooh.. Hava da güzel olursa değmeyin keyfime:) Bronzlaşır bile gelirim valla:)

14.10.2008

Whaat up:)



-- spoiler ötesi izlemediyseniz 4x03'ü okumayınız:)
How i met sıkmaya başladı sanki:(( Bilmiyorum birçok bölümünü iki üç kez izlemişliğim var ki yeni sezonda 3 bölümünün de sürekli kaç dakikası kaldı diye bakmaktan izleyemedim diziyi..Geçen sezonlarda bol bol gördüğümüz esprileri yinelemeye çalışmaktan öteye gidememesi ve Barney- Robin mevzusu yüzünden Barney'nin eski halinin kalmaması da iiiyiice sıkıyor insanı:( Gerçi Robin Japonya'ya gidiyormuş da kurtuluyoruz biraz. İkinci sezonu da hatırlıyorum gülmediğim yerler vardı ama bu sezon iyice sıkıyor, ay umarım haksız çıkarım ileriki bölümlerde güzelleşir, umuyorum yani..
gecenin bir yarısı olması, bi de mpeg4ten izlemiş olmam da etkiliyor sanırsam. 60 mb dizi mi olur yav? izlenmiyo bu:)

3.10.2008

bişeey



Ya ne kadar zaman olmuş ben bu bloga yazmayalı. O ölü bloglardan biri haline geldi burası da. Ama sanırsam benim biraz aşırı titizlenmem sebebiyle..."Ya onu mu yazsam" "olmaz o başka bir şey yazayım" fln fln derken taaa bugünü 3 ekim etmişiz valla. Şimdi de inat ettim bişey yazcam diye. Yazdım başlığa.
Üç gündür bayramdık ya, bugün de onun üstüne yazayım dedim ki "candy" diye aratarak zaten ramazan yerine şeker diyen biz dejenere(!) gençlerin daha nasıl dejenere olabileceğini gösterdim sanırsam:) Candy diye aratınca resimlerde karşıma Şeker Kız Candy çıktı Terry'siyle. Tabii ki her çizgi film konuşan 90ların çocuğu gibi benim de aklıma bir sürü anılar üşüştü böyle. Nasıl severdim Candy'i? Bizim dönemim pembe dizisi kendisi:) Öğlenci olduğum zamanlardan çok hatırlarım kendisini. 10da olurdu. İzlerdim sonra okulda tüm gün tenefüslerde kritik yapardık o günün bölümünü. antonio mu terry mi çekişmesi de vardı tabii ki. Ama o ana kuzusu kırılgan Antonioyu pek seven çıkmazdı ki hala çıkmaz pek. Kime sorsam "Ay Terry ne tatlıydı, di miiee??" gibi şeyler duyarım. Serseri kendisi sevilesi:) Ama o dizide hatırladığım başka bir detay da korkutur, hani bu falcıya gider de maça ası çıkar fln böyle elinde orakla azrailk fln..tööbe töööbe..Güya çizgifilm:)