30.08.2008

sarılalım sıkı sıkı:)

Dün "Life as a House"u izledim. Son zamanlarda birazcık Hayden Christensen filmleri izler oldum. Anakin olarak kendisine hayran olduktan sonra-bir arkadaşımı da Hayden hayranı yaparak ve ondan bu filmleri edinerek- acaba diğer filmlerde de böyle mi kendisi diyerek izledim Life as a House'u. Filmin konusu bir mimar 20 senedir çalıştığı şirkette artık yeni teknolojiye ayak uyduramadığından kovulur. Anı olarak oradan bir kaç ev maketi almak ister, kovan ukeela patron kıllık yapınca da her yeri dağıtır ve elinde tek bir maketle çıkar ve yere yığılır. Hastaneden çıkınca yapmak istediği şeyi yani Kaliforniyanın gerçekten çok güzel bir sahilinde bulunan kulübesi yerine o maketteki evi yapma hayalini gerçekleştirmek için eski eşinin yanında kalan çocuğunu yanına çağırır. Çocuk tabii ki bizim tatlı Anakinimiz Hayden:) Burda sürekli Marilyn Manson dinleyen makyaj yapan sorunlu bir genci oynayan başarılı oyuncu bla blaa ay çok klişe oldu. Neyse film güzel sonuç olarak izleyin derim. Hele biraz duygusal bir insansanız gözyaşı garantisi veriyorum.
Filmdeki bir sahneden bahsetmek istiyorum ben asıl ondan laf kalabalığı yaptım böyle. Sahnelerden birinde bu amcamıza küçük çocuklardan biri gelip bööyle çok tatlı sarılıyor:Bundan sonra da sevgi dolan amcamız herkese sarılmaya başlıyor. İstemeyenlere de "O başlattı ama" diyor. Böyle bir sevgi yumağı beyaz perdeden kalplerimize ulaşıyor ve içimizi ısıtıyor.ay ay ay çok tatlıı...
Bunun gerçek hayatta çok çok büyük bir organizasyon olduğunu bilenleriniz vardır bilmeyenleriniz vardır. Jason Hunter adlı bir dünya vatandaşı annesinin ölümünden sonraki törende herkesin "onun herkesi kucaklayan ve gönlü geniş bir insan" olduğu ile ilgili konuşmaları ile kucaklaşmanın önemini kavramış ve birine sarılmanın o insana "benim için önemlisin" demek olduğunu söyleyerek "FREE HUGS" olayını başlatmış. Bu yukarıdaki insan kendisi. Biraz ticari amaç da güdüyor bu Jason kardeşimiz kendisi bayağı bir tişört satıyor bu sayede ama bence ticari amaçla da olsa çok önemli bir şeyden bahsediyor. Normal bir insanın günde 3 kez sarılmaya ihtiyacı varmış ve sarılmanın insanlarda iyileştirici etkisi olduğunu biliyor muydunuz? ay bu blogu yazarken kendimi o yazar klişelerinden kurtarmalıyım:)
Neyse efenim bu free hugsla ilgili dünya üzerinde çalışan bir sürü insan var. Ellerine kocaman "Free Hugs" yazan kartonlarla gezenler. Bunlardan en ünlüsü http://www.youtube.com/watch?v=vr3x_RRJdd4 adresinde olan bir arkadaşımız. Videoda free hugs kartonuyla gezen bir arkadaşın başına gelenler fln var. 29 milyon kişi izlemiş bu videoyu. Hit video!!:)
Free Hugsın kendi websitesinin adresi http://www.free-hugs.com/ burda sarılmayı nasıl yapacağınızı bile 3 aşamayla anlatmış:
  • yaklaşma : iki eliniz aşağıda, iki eliniz yukarıda, çapraz kollar -sağ, sol- fln fln diye.
  • sarılma : başınızın ve kollarınızın ellerinizin yapması gerekenler.
  • bitirme : direk ayrılma veya havaya kaldırma gibi..
İlginç hoş.. Teletabiilerin de dediği gibi "Sarılalım sıkı sıkı!!"

Hiç yorum yok: