bir insan kendi sınırlarını nasıl zorlayabilir:) artık 23 yaşına geldin di mi? akıllan uslan otur evinde...yoook efendim..
perşembe akşamı manzaradaki bol eğlenceli, bol müzikli(thanks to my little-in-size but big-in-heart hoparlör:) ) ve bol etrafa zarar vermeceli(çikonun ayakkabısı rahmetli oldu) bir geceden sonra cuma akşamı okulumuzun çimlerinde, cumartesi shantelde, pazar sortie'de ve en son olarak da pazartesi akşamı bedük'le çimlerde mezuniyetimizin acısını ve üzüntüsünü unutmaya çalıştık hep beraber..
gerçekten bitiyor ya..inanamıyorum..buraya geldiğim, yurda yerleştiğim ve akmerkezden okulun yolunu bilemediğim zamanları hatırlarım...
neyse efendim bu haftasonundan bana kalanları sıralayalım bi:
1-
uno dos tres quattro.. tüm hafta sonu bunlarla koptuk..pitbull adlı arkadaşımızın "i know you want me"...çok eğlenceli..müziği başlar başlamaz herkesi aynı anda içine alan ve "un dos tres" üçlemesinden sonra "4"ün ispanyolcada "quattro" olduğunu öğreten bir şarkı..tebrik ediyoruz çok başarılı:)
2-
alexander rybak.."i'm in love with a fairytale" ve onun adı da alexander rybak...eurovisionı baştan izleyemedim ki hadise birinci olacak sanıyordum..öyle bir reklamını yapıyorlardı ki norveç'i kaçırmışız gözümüzden..neyse ki oylamalarda yakaladım da bu güzel şarkıyı da bu tatlı çocuğu da kaçırmadım..kendisi müthiş derecede twilight'ın "romantik vampir"i (twilight serisini anlatırken edward cullen karakterini hep böyle anlatıyorlar yazılarda, sadece romantik kelimesi kendisine yetmiyor maalesef..yakışıklı, akıllı, zeki ve son derece centilmen sıfatlarını da eklemek lazım) robert pattinson'ına çok benziyor. çok başarılı..herkes babyface diyor kendisine ama böyle basit ve yüzeysel bir şekilde tanımayın kendisini. kendisi müzikle yakından alakalı bir aileden geliyor..23 yaşında ve yaptığı şarkılarla kendisine "dahi" yakıştırması yapılıyor. "Fairytale" şarkısından başka bir de "Foolin'" var ki daha çok dinlenilesi ve sevilesi..Ama "Fairytale" tabii ki benim gibi romantik komedilere ve böyle hikayelere "Ayy, çoook tatlıaaa" diyerek yaklaşan bir insan için daha uygun. Dinlemeye ve Alexander'ı takibe devam.
3-
bedük. bedük bedük bedük..gerçekten kendisini severdim..dün gece daha birçok sevdim. "automatik" şarkısına çektiği düğün salonu video kaseti konseptli klibiyle anlamsız bir şekilde ilginç zıplama ve kollar açık pozisyonuyla da yarım metre çapındaki bir alanı o kolları açma hareketiyle kendinize ayırıp insanları sizden kaçırmanıza neden olan kolbastıyı karadeniz yöresinin gençlerinin oyunu olmaktan çıkartıp tüm türkiyeye sevdiren bir insan kendisi. konserine de aynı gözlükleriyle, takım elbisesiyle ve o muzip gülüşüyle(ay bu kelime de ganimüjde tarzı bir tanımlama oldu ama muzip en uygunu gibi bu gülüşü tanımlamaya) gelmişti. sadece kendi ünlü şarkılarıyla değil coverlarıyla da coşturdu bizi. keşke daha çok kalsaydı..gitme bedüüük diyemedik artık dans etmekten çok yorulmuştuk çünkü en son "automatik"le halsiz bıraktı biz genç bedük severleri..
4-
madcon.. kendisi gidip kadirhastaki khasfestte gidip izleyemesek de kendilerinin kulağını "beggin' beggin yuuuu" ve "liaaar" diyerek bol bol çınlattık. çok güzel bu şarkılar yahu..ya da bizim kafamızın güzelliğinden midir nedir bu şarkıyı defalarca dinlememize rağmen bıkmamamız hatta hala şu anda dönmesi sürekli playlistimde:)
5-
duman.. gelmedin, gelemedin, üzdün bizi duman. biz seni çok seviyoruz ama bu okul bizi kavuşturamadı sana, konserin olacaktı, ezberledik şarkılarını ama sen gelmiyorsun. kimseyi sevmedik biz senden daha güzel.. gelmesen de severiz biz seni:) andık bol bol seni "haydi babam cooş, burda müziik hoş" diyerek kaanı taklit etmeye çalıştık aynı derecede kafamız güzel olmasa da yaklaşabilmişizdir umarım ona:)
benden bu kadar şimdilik, gördüklerimi yaptıklarımı kendime saklamak yerine size de aktarmak istedim. ne mutlu bana, ne mutlu:) geçmiş 19 mayıs sportsfest'iniz de kutlu olsun o zaman:)
not:bu arada bedükle pitbull da benziyorlarmış ya, resimleri ekleyince fark ettim
not 2: bir de alexander rybak'la robert pattinson çok benziyor dedim ya:) ikisi de aynı gün yani 13 mayıs 1986'da doğmuşlar.ikiz çıkarlarmış, ne gülerim:) güzel tesadüf..tesadüfleri severim:)
müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20.05.2009
24.12.2008
ooodyofil!
ıssız adam'ı izlemeyen kalmadı sanırsam, rahat rahat yazabilirim artık yani:)film gerçekten güzeldi..ne kadar eleştiren de olsa böyle çok tanıdığım yerlerde böyle duygusal(evet ben de çok ağladım, itiraf ediyorum:) ) bir film çekilmesine ne kadar mutlu oldum!
filmle beraber gelen eski 45 lik modasına ne demeli! taksim boydan boya bu müzikle dolu! en alakasız mağazaların kapısında yaşlı amcalar "anlamazdın anlamazdın" melodisi eşliğinde gelen geçeni seyrediyorlar..Neyse bu şarkıların geri gelmesi gibi yüzlerce yazı var zaten.
Benim dikkat çekmek istediğim nokta ise bir derste gördüğümüz "ses dosyalarını sıkıştırma" olayı. artık bilgisayarlarımızda her müzik dosyası mp3 ve bu orjinal dosyaların çookça sıkıştırılmış hali(%5'i abartmıyorum!).
Her şeyin her olayın bir anti grubu olduğu gibi bu "ses sıkıştırma" olayına pek sıcak bakmayan "audiophile"(Latincede sevmeyi duyuyorum gibi bir şeyler oluyor anlamı da- ama kaptınız siz olayı;) )ler hakkında konuşalım biraz.
Bizim ıssız adam da sanırsam bir audiophile. Eveet teşhis konulmuştur - kendisi yalnız ve ıssız değil sadece, aynı zamanda hasta:)
Ama bazen de hastalıklı gibi görünseler de onlara da hak vermemek elde değil. Gerçi biz bu plak devrinde piyasada yoktuk ama şöyle bir düşününce bizim çocukluğumuzun geçtiği doksanlara bakalım. Bizim zamanımızda kaset vardı ya..
Bir kasetin çıkması bir şarkıcının albümü ne kadar değerliydi bizler için. Kasetleri özenle alır, evimizin en güzel yerlerinde saklardık. Onların temizliği bazen dolanması ve bazı yerlerde takılması..Güzel şeylerdi bunlar unutulmaması gereken. Sağolsun Okan Bayülgen de geçenlerdeki Disko Kralı programıyla bize güzel bir nostalji yaşattı.
O zaman her şey ne kadar safsa kend halinde güzelse şu anda o kadar yapay ve hızlı tükettiğimiz ve hızlı yaşadığımız bir ortamdayız. Belki de mp3 çalarıma yüklediğim, bilgisayarımda GBlarca yer kaplayan şarkılar yerine ıssız adam şarkılarını defalarca dinlemem, sürekli o 90ların şarkılarını arayıp dinlemek istemem bundandır belki de.bir isyan:)..
22.10.2008
gel beraber söyleyelim!
Ya ben Alicia sevmem Jack de kardişi olmadan olmaz fln fln demeyin şu şarkıyı(Another Way to Die) bir dinleyin. Ha bi de ben 007 de sevmem demeyin yine yine bir dinleyin ki ben hepsini düşünerek ilk başta bir şöyleeee önyargıyla baktımsa da o white stripes çılgınlığıyla bi siyahi gırtlak güzel gitmiş(off yaa ne cümle kurarmışım:))
Ama gerçekten iyi ki bu şarkı 007 serisinin ilk düeti ve baaya da sevilen bir şarkı sözleri de güzel.İki seferdir şarkılarla ilgili yazmam da güzel oluyor gerçi ama napalım yani dışardan ne anlatayım: Bildiğimiz İstanbul işte, soğuk bazen ılık ama Boğaz her zaman güzel. Sonra ekonomik kriz var of tam da ben mezun olacakken gibi sığ bir düşünceyle gelmek istemiyorum yaa:( Bir de maçlar var onlar bize gündemi unutturur.:)
Bu arada şarkıya döniim de şarkının çok ilginç yerleri var bas gitarla Alicia karşılıklı "ııaa heeey" fln yapıyor 3.dakikanın sonlarına doğru :) Güzel ama ay abuk subuk düşünceler sarmış dört yanımı..Yatma vaktidir:)
4.09.2008
bir türlü gelmeyen gün - 12 eylül:)
"Geeel 12 eylüül gel" diyen milyonlarca paralı hayranlarına inat ben çoktan indirmiş bulunuyorum yeni albümleri Death Magnetic'i. Ne kadar kötüyüm di mi? Ama yapacak bir şey yok . Biz bir albüme 40 ytl verecek bir millet olamadık hiç bi zaman:)
eveet ben önceden o kadar çok sevmezdim Metallica'yı. Yani şarkılarını biliyorum ama böyle sürekli dinlemişliğim yoktu ama tarihler 27 temmuz 2008 saat 23.30 ali sami yen çıkışı ben de mitaallika diye bağıran o kıvırcık uzun saçlı siyah tişörtlü grubun bir parçası oldum:) dış görünüş olarak değil tabii:D çünkü bu kalabalık yüzünden konserin büyük kısmında sahneyi görmek nasip olmadı.
Şimdi yaz tatilinde ev kampında olmam sebebiyle metallicanın şarkılarıdır şunlardır bunlardır diye bayağı bir inceleme imkanım oldu kendilerini. En baştan başladık tabii..2. albümdeyim daha ki şarkıların öyküleridir fln derken baya zamanımı alıyo kendileri ama olsun. Sevdim kerataları:)
Yeni albümlerini de tabii ki araya sıkıştırdım. Metallica sevenler sevmiş bu albümü, tabii ben en çok en yavaş sözlerini en çok anladığım "the day that never comes"ı sevdim. Ki kendisine bir de klip yapılmış. Dün çıktı o da www.metallica.com'dan seyrediliyor. Savaş temalı olmuş biraz, kendileri farklı bişeyler yapalım demişler, metallicadır saygı duyalım, izleyelim dinleyelim.
29.08.2008
Heey mistır dijeey!!
Eeveet lastfm dinleyen sevgili blog okuyucularım.. Bence bi de buna bakın :musicovery.com yeni bi diskoveri değil benim için, bayadır dinliyordum oda arkadaşım söylemişti. Onun sayesinde yani. Neden başkaları mahrum kalsın dedim..Böyle biraz müzik kutusunu andıran arayüzü var çok güzel, içindeki şarkılar çoğunlukla popüler şarkılar. tamam tamam "ama lasftm çok geniş her şey var"..eveet biliyorum "ama yorum da yazıyorsun"..tamam "müzik kategorisini taglemeyi de kendin yapıyorsun" fln fln.. Biliyorum biliyorum. Bi dakika ben de konuşayım.Niye seviyorum bir yazayım..Burası tam bana göre çünkü:
- renkli
- bazı şarkıların tam olarak ne tarz müzik olduğunu buradan öğrenebiliyorum
- hep aynı şarkılar var. çok yeni şeyleri keşfetmeyi sevmeyen bana göre
- bi de kendin yazmıyorsun, burdan seçiyorsun şarkıları bir sürü seçeneğin var önünde..
- hızlı yani senin mod değişikliğine yetişiyor kendisi.ay sıkıldım dark metalden hadi bakalım kop kop disco pop oluyor bi tıkla:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)