İki tiyatroya gittim. Bayağı uzun zaman olmuş gitmeyeli. Ben tiyatro seviyomuşum ya unutmuştum. Sinemada büyük büyük kafalar görmektense gerçek insanları görüo gözlerindeki heyecanı izleyebilmek güzel bir duygu..

Neyse efendim, oyundan bahsedelim biraz. Oyunda Memet Ali Alabora kendi yaşamından bahsediyor bizlere. Sanatçı olan ailesinden, ünlü birçok isimle olan anısından bahsederken bir yandan da daha 17 yaşındayken bir "muhabir" olarak çalışmaya başladığı "A takımı"ndan da bayağı bahsediyor. Düzenin bozukluğundan hayatımızı nasıl basit yaşadığımızdan bir muhabir olmanın "çok büyük şeyler geçen bu dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiği ve bu küçük aklınla bazı şeyleri anlamanın ne kadar zor olduğu" anlamına geldiğinden bahsediyor. Yani sanırsam.. Ya da ben böyle anladım. Güzeldi, İstanbul Modern'deydi, ücretsizdi, gidilesiydi, salon doluydu, yaşlısı genci:)
Bir de işin komik tarafı bilet almaya gittiğimizde bize bilet satan insan ki kendisine türlü laflar ettik en başta "Ay biz Tiyatro Pera'nın yerini bilmiyorduk" gibi:) Oradaki panoda olan onlarca gazete küpüründen anladım ki bu insan Nesrin Kazankaya'ymış. Bayağı ünlü bir tiyatrocu, oyun yazarı, yönetmen ve oyuncu. Neyse artık:) Zaten asıl olay Levent İnanır'ı yolda görüp de tanımayıp bir de üstüne "Pardon Tiyatro Pera neresi?" dememizle başladı ki içimizden biri "Bu adam bilir mi ki?" demişti:)
Bu yazımı Üç Kuruşluk Opera'nın meşhur kapanış parçası olan "İnsan Neyle Yaşar?" parçasıyla bitirmek istiyorum. Dipnot olarak da ekleyim bu seneki bienalin kavramsal çerçevesi olarak belirlenmiş bu opera ve bu parça:
Sayın baylar bize hep ders verirsiniz.
"aman, günah, ayıp, kötü, yanlış."
aç karnına kuru öğüt çekilmez.
önce doyur beni, ondan sonra konuş.
sende göbek, bizde ahlâk nedense.
şimdi bizi iyice dinle bak;
ister şöyle düşün, istersen böyle:
önce ekmek gelir, sonra ahlâk.
artık vermek gerek, unutmayın sakın,
tüm nimetlerden, payını yoksulların.
insan neyle yaşar?
insan neyle yaşar: ezip hiç durmadan.
soyup, dövüp, yiyip yutarak insanları.
yaşayabilmek için hemen unutmalı,
insanlığı unutmalı insan.
katı gerçek budur, kaçınılmaz.
kötülük yapmadan yaşanamaz.
efendiler, bize ahlâksız dersiniz,
kötü kadın, utanmaz fahişe.
aç karnına suçlanmak hiç çekilmez,
önce doyur beni, ondan sonra söyle.
sende şehvet, bizde edep nedense.
şimdi bizi iyice dinle bak;
ister şöyle düşün, istersen böyle:
önce ekmek gelir, arkadan ahlâk.
artık vermek gerek, unutmadan sakın,
tüm nimetlerden, payını yoksulların.
insan neyle yaşar?
insan neyle yaşar: ezip hiç durmadan.
soyup, dövüp, yiyip yutarak insanları.
yaşayabilmek için hemen unutmalı
insanlığı unutmalı insan.
katı gerçek budur, kaçınılmaz.
kötülük yapmadan yaşanmaz.
Dipdipnot: gosanatınınincelikleri yazısını görünce ben de yaziyim dedim, etkilenmemek için de yazıyı okumadım şimdi okicam:)